Doktor sözlükte Ara!

Özel Arama

26 Kasım 2007 Pazartesi

prognoz

hastalığın seyri.

14 Kasım 2007 Çarşamba

tuşe

palpe,baskı,his. rektal ve vajinal tuşe örnekleridir.

difteri

corynebacterium diphterria nın neden olduğu bir hastalıktır. enfeksiyon genel olarak boğazı etkiler ve hava yolunun tıkanması sonucu ölüme neden olur. genelde boğazda noktacıklar şeklinde başlar daha sonra enfeksiyon düz yüzeyli kaldırılınca kanayan bir zara dönüşür. solunum ve yutkunmada zorluğa sebep olur.halk arasında kuşpalazı olarak bilinir.tonsiller üzerinden balgam yapar.beyaz renkte gözükür.kaldırmaya çalışınca kanar.

12 Kasım 2007 Pazartesi

musculus supraspinatus

kola 15 dereceye kadar abdüksiyon yaptıran kastır.
n supraskapularis tarafından innerve olur.
tendonu en çok yırtılan rotator cuff kasıdır.

musculus teres major

kola ekstensiyon iç rotasyon ve addüksiyon yaptıran kastır.
n subskapularis tarafından uyarılır.

musculus deltoideus

kolun asıl abdüktör kasıdır.15 -90 derece arasındaki abdüksiyondan sorumludur.
kol kabarıntısını yapan asıl kastır.
n aksillaris tarafından innerve olur.
addüksiyon hariç kolun bütün hareketlerinde fonksiyon gören tek kastır.

11 Kasım 2007 Pazar

önkol fleksör kasları

m brakioradialis
m pronator teres
m fleksör karpi radyalis
m fleksör karpi ulnaris
m palmaris longus

30 Ekim 2007 Salı

pozitif inotropik ajan

kalbin kasılmasını kuvvetlendiren ajanlardır.hücre içerisine kalsiyum girişini artırırlar.

28 Ekim 2007 Pazar

hirşutizm

kadınlarda erkek tipi kıllanma.

men

multipl endokrin neoplazi.kısaltıması

23 Ekim 2007 Salı

tiroid hormonu

protein katabolizmasını artıran
bazal metabolik hızı artıran
kalpte b reseptör sayısını artıran
eritrositte 2-3 difosfogliserat sayısını artıran
kortizol üretimini artıran
lipolizi ve yağ metabolizmasını hızlandıran
vitamin ve koenzim ihtiyacını artıran
kemil turnoverini artıran
gis* motilitesini artıran
çizgili kas kasılma ve gevşeme hızını artıran
serum kolesterolünü düşüren
hormonlardır.

3 Ağustos 2007 Cuma

inflamasyon

enfeksiyon veya harabiyete karşı dokularda ağrı, ısı ,şişlik ,kızarıklık ile kendini gösteren savunma cevabı.iltihaplanma.

7 Haziran 2007 Perşembe

hospice

ölümcül hastaların ölene kadar bakıldığı bakımevi.bu bakım hizmeti genellikle ev, bakımevi veya başka merkezlerde verilmektedir.
hastane ve rehabilitasyon merkezlerinde bu tür hizmet sunumu yapılmamaktadır.

30 Mayıs 2007 Çarşamba

kemik sintigrafisi

kemik sintigrafisi bağlandığı yerdeki kanlanma ve osteoblastik aktivite(kemik yapımı) artışını gösterir.
sintigrafi anatomik değil fonksiyonel bir görüntüleme metodudur.
tiroid sintigrafisi sık kullanırlır.

4 Nisan 2007 Çarşamba

otonomi

işlevsel bağımsızlık.

hipersomnia

bir aydan uzun süren gece yeterli uyuduğu halde gündüzleri de uyumak zorunda kalma durumu.hasta uzun uykusundan uyanır.aşırı yemek yer ve tekar uyur.aynı zamanda aşırı seksüel istek de görülür.erişkin dönemde kendiliğinden kaybolur.genelde adolesanlarda görülür.
aşırı uyku
aşırı yemek
aşırı seks

bu üçlü hipotalamusta bir hasarı düşündürür.
lityum tuzları ve karbamazepin ile tedavi edilirler.

1 Nisan 2007 Pazar

perforasyon

doku veya organ için delinme,delme.
barsak perforasyonu gibi.

31 Mart 2007 Cumartesi

diyatez

kişide vücudun benzer yerlerindeki benzer hastalıkların aynı anda veya peşpeşe ortaya çıkması.kişinin bu hastalıklara doğuştan yatkınlığı.

febril

insanda ateşin yükselmesiyle ilgili.

30 Mart 2007 Cuma

trinükleotid tekrarları

nedeni dna replikasyon çatalındaki kaymaya bağlı yanlış eşleşmedir.
sürekli aynı kodonu kodlar da durur dna.saçmalar.
gta gta gta gta gta gta sth sth sth sth sth

myotonik distrofi

otozomal dominant geçen bir trinükleotid tekrar(üçlü nükleotidlerin ard arda uzun tekrarları,,,dna da cagcagcag....cag veya ccgccgccg.....ccg gibi ardışık tekrar
) hastalığı.neredeyse bütün sistemleri harap eder.göz ,kalp,el kol,hormonal sistem tutulumu.kaslar uzun süre kasılı kalır.(kasılır fakat gevşeyemez)19. kromozomda ctg trinükleotid tekrarları vardır.bkz: http://www.neurocast.com/site/images/05_2002/features_male.jpg

distrofi

bir organın beslenme yetersizliği sonucu işlevini kaybetmesi.dejenere olması.

29 Mart 2007 Perşembe

koitus

tıpta cinsel birleşme için kullanılan terim.

14 Mart 2007 Çarşamba

trepan

kafatası kemiğini delmek için kullanılan matkap benzeri alet.

hemisfer

ingilizce yarım küre.ing.hemisphere.

8 Mart 2007 Perşembe

infiltrasyon

herhangibir maddenin doku içine sızması.yayılması,doldurması.

konjesyon

kanın venöz damarda birikmesi,göllenmesine bağlı.

teofilin

astım nöbeti sırasında acil olarak kullanılan hava yollarını açıcı ilaç.bronkodilatör
acil durumlarda damardan(iv) kullanılır.astım hastaları sürekli oral olarak kullanır

4 Mart 2007 Pazar

natriüretik

idrarda tuz miktarını artırıcı maddeler.tuzlu işemeye yarar.kandaki na miktarını azaltmaya yarar.

3 Mart 2007 Cumartesi

nefrotik sendrom

böbrekteki glomerullerin geçirgenliğindeki bozulmalar sonucu , masif proteinüri(idrarda günde 3,5gr dan fazla protein görülür),hipoalbünemi,hiperlipidemi ve bunlara bağlı yaygın ödem ile seyreden hastalık.çocukta görülürse %70 minimal lezyon hastalığıdır.

18 Şubat 2007 Pazar

hiperkalemi

kanda potasyum yükseksliği.7mg/dl üzerine çıktığı zaman kalbi gevşeme durumunda durdurarak ölüme neden olur.

11 Şubat 2007 Pazar

Plasenta Dekolmanı

gebelik sonuçlanmadan plasentanın ayrılmasıdır.hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı,eklampsi durumlarında görülür.

10 Şubat 2007 Cumartesi

hipotiroidi

tüm dünyadaki en sık görülen neden iyot eksikliği , iyot eksikliğinin olmadığı yerlerde ise otoimmün sebeplerdir.
konjenital hipotroidinin en sık görülen sebebi de iyot eksikliği olmakla beraber iyot eksikliği yoksa,ikinci sırada tiroid disgenezisi söz konusudur.

25 Ocak 2007 Perşembe

t4

tetraiyodotreonin kısaltması .
tiroid hormonunun asıl üretim miktarını veren marker.

24 Ocak 2007 Çarşamba

kortikosteroid

kortikosteroidler adrenal korteks tarafından salgılanan steroid yapılı hormonlar (kortizol, aldosteron ve androjenler) ve bunların sentetik analoglarıdır.mineralokortikoidler ve glukokortikoidler olmak üzere 2ye ayrılırlar.mineralokortikoidler böbreküstü bezinin zona glomerulosa tabakasında ,glukokortikoidler zona fasikülata ,retikülaris tabakalarında salgılanır.insanlarda hipofiz kaynaklı bir hormon olan adrenokortikotropik hormon(acth) etkisi ile böbrek üstü bezinden salgılanırlar.acth adrenal kortekste zona fasciculata/reticularis tabakasını stimüle ederek glukokortikoidlerin sentez ve salıverilmesini artırır.
acth yokluğunda bu iki tabaka atrofiye uğrar. bir mineralokortikoid olan aldosteron ise acth yokluğu veya varlığından etkilenmez.
.sirkadyen bir ritime sahiptirler.sabah 4-8 arasında pik yaparlar.gece yarısı ise salgılanmaları en azdır.aldesteron sirkadyen bir ritim de göstermez.böylece glukokortikoidlerden ayrılır.fazla salgılandığı zaman ortaya cushing sendromu çıkar.

kortikosteroidler tıpta yaygın olarak kullanılmaktadırlar.neden mi ? çünkü antiinflamatuvar ,antiallerjik,immünosüpresif özellikleri ile birçok yerde etkilidirler.ateş, travma, enfeksiyon, kanama gibi streslerde kortizol salgılanması artar, fizyolojik olarak zaten vücudun ürettiği bir hormondur esasen.plazmada kortizolün % 95’i kortikosteroid bağlayan globülin olan transkortine bağlıdır.aldosteron ise %50 oranında plazma albuminine bağlanır.kortikosteroidler,esas olarak karaciğerde metabolize edilirler.
kortizolün yarılanma ömrü 90, aldosteronun ise 30 dakikadır.ilaç olarak kullanılmaları ise daha farklıdır.normalde vücutta bulunduğunda daha yükse bir dozda verildiği zaman ancak immünsüpresif bir etki yapmaktadır.glukokortikodiler vücutta insülin direnci geliştirirler.hücre içine glukoz girişini azaltırlar.karaciğerde glukojenezi artırırlar.antianabolik ve katabolik etkileri vardır.karaciğer hariç diğer bütün dokularda protein yapımını inhibe ederler.çizgili kas ve bağ dokularda protein yıkımını artırırlar.dolayısıyla kas hücrelerine aminoasit alımı da azalır. antiinflamatuvar etkisini kortizol fosfolipaz a2 yi inhibe ederek gösterir.makrofaj aktivasyonu ve kompleman sistemini de inhibe ederler.kanın pıhtılaşmaya eğilimini ve hemoglobin yapımını artırırlar.su ve tuz tutulumuna bağlı hipertansiyon yaparlar.kalsiyum magnezyum ve fosfatın barsaklardan emilimini azaltırlar ve böbreklerden itrahını artırırlar.t4 ün t3 (tiroid hormonları)e dönüşümünü azaltırlar.amenore yaparlar.

otoimmün hastalıklarda ve transplantasyon sonrası red riskini önlemede kullanılırlar.

ilaç olarak yüksek dozlarda kullanıldığında aydede yüz(yüzde yağ birikiminden dolayı) ve bufalo hörgücü(sırtta yağ birikiminden dolayı) gibi tipik bulgulara sahiptir.yüz ve gövdede yağ birikimine neden olurken ekstremitelerde incelme ve yıkıma sebebiyet verir.
artrit ,oral kullanıldığında peptik ülser, psikoz ,konvülziyon nedenidirler.
doğal glukokortikoidler antiinflamatuvar etkileri yanısıre mineralokortikoid etki de gösterirler.bu nedenle mineralokortikoid etkisi az olan veya olmayan sentetik ilaçlar da üretilmiştir. prednizolon
deksametazon
aslında hiçbir zaman kortikosteroidler bir hastalığı radikal olarak tedavi edemezler fakat semptomların kontrolünde kullanılırlar.astım alerjik rinit , sistemik lupus eritamozus,romatoit artrit,konjunktivit,artrit,multipl skleroz endikasyon grubu içerisinde yer alır.
aktif tüberküloz ve herpes simpleks keratitinde ise kesinlikle kontraendikedir.
aktif tüberkülozu anladım.kazeifiye alanların oluşumu bir savunma mekanizması olarak önemli ve önlenmemeli .diğeri ise tahminimce körlüğe yol açıyor olabilir.
hidrokortizon =kortizol

kortizon ise bir ön ilaçtır,karaciğerde hidrokortizona dönüşür. kortizol ile kortizon farkını anlayamayanlara naçizane hediyem olsun.


cushing sendromlu bir hasta
;
http://img258.imageshack.us/my.php?image=827479598yj.jpg

22 Ocak 2007 Pazartesi

sekonder hiperparatiroidi

böbrek hastalıkları veya barsaklardan kalsiyum emilimi yetersizliği nedeniyle kemikleri yıkarak kandaki kalsiyumu takviye eden paratiroid bezinin büyümesi.işin içinde otoimmün mekanizmalar da varsa tersiyer hiperparatiroidi denir.esasen burada hiperplazi vardır.

14 Ocak 2007 Pazar

ereksiyon

18 yaşından sonra ereksiyon sertliği progressif olarak düşer.maksimum ereksiyona o kadar erken ulaşılır.18+ herhangibir yaşta her saniye erekte olma gücümüz azalmaktadır.65 ten sonra ise n\a moduna geçilir.herhangi bir hücremizi çıkarıp da ona soracak olursak "ne zaman evleneyim diye" o vakit dna nın bize yanıtı 16-18 arasın olacaktır bence.insanlar artık eskisine nazaran çok geç evlenmekte.çocukları üniversite mezunu olduğu vakit yaşlı insanlar kategorisine girmektedirler.halbuki 18 inde herkes evli olsa bu kadar sapıklık,azgınlık,abazanlık ve muhabbetleri olmazdı.insanlarımız daha sağlıklı olurlardı.bu kadar psikolojik sorun olmazdı.mutlu çiftler olurdu heryerde.cinsellik o kadar tepelere konmazdı.

13 Ocak 2007 Cumartesi

hemoptizi

akciğerden veya solunum yollarından ağıza kan gelmesidir.
en çok görüldüğü kalp hastalığı mitral stenozdur.
türk filmlerinde tüberkülozlu hastalarda çok sık işlenir.

3 Ocak 2007 Çarşamba

atriyal flatter

sık rastlanmayan bir fetal taşikardidir. atriyum hızı 300-500/dk arasında değişir, ventrikül hızı düzenli veya düzensiz olabilir. atriyal flatterli olgularda yaşam olasılığı % 91 dir.yani hayat ile bağdaşır .

Ana Sayfaya Dön